18 Aralık 2018 Salı

İHTİYAÇTAN

Tasvir edemedim güzelliğini, şiirlerle geldim sana. Şarkılarla...
Kayboldum, bir noktaya takılı kalan bakışlarında.
Doymadım seni incelemeye, gözünün en kahve aylasında kendimi bulmaya.

Son kez daha anlat bana hayvanları, verilen bir kap mamayı, bir ömür sevdayı.
Biraz papatyalardan bahset kim bilir belki bir gün gül sevelim.
Kalsana biraz daha birbirimizin ihtiyaçlarını dindirelim.


7 Aralık 2018 Cuma

İltifatlar ve Özeleştiri

Sen içinde küçücük bir çocuğun kalbini taşıyan iyi kadın.
Ben ise biraz oradan biraz buradan...
Sen ki sana her şeyim dediğimde iyi olan her şey.
Bense beslendiği hüzünle var olmuş bir birey.

Sen keşfedilen tüm güzel hislerin sahibi,
İsime sahip tüm güzellikler, senin yan anlamın.
Sen bakmaya değer en güzel manzara,
Bense biraz melankolik bol gri bir şehir.




22 Kasım 2018 Perşembe

DEĞİL Mİ ?

Hava bugün daha gri. Sence de öyle değil mi?
Sen seversin aslında, biraz daha kalsaydın ya.
Bir kaç konu daha vardı konuşacak,
Gündem, pedofili, müzik... Belki biraz pastel boya.

Sen başka kimseyle yapamazsın.

Bugün gördüm seni bir barda, biramın son yudumunda.
Ellerin bir başkaydı, yüzün bambaşka.
Gözlerinse hâlâ en sevdiğim kitabın önsözü.
Notalar dönüyor aklımda, dört ikilikler adını sayıklarken her on altılıklar seni çağırıyor.

Sen başka kimseyle yapamazsın.

Bugün gördüm seni bir dumanda, son sigaramın son nefesinde.
Fikirlerin değişmiş, kişiliğin bambaşka.
Kokun hâlâ yeni kopmuş bir papatya.
Ölüm kadar keskin ölüm kadar davetkar.
Ne işimiz var burada?
Gidelim uzaklara, insanın az yeşilin çok olduğu diyarlara.
Hem sen de seversin. Seversin değil mi?

Sen başka kimseyle yapamazsın. Yapamazsın değil mi?

23 Mart 2017 Perşembe

Yeni Bir Başlangıç

Beraber yattığımız ev,
Son bir gece.
Karşımda, karşısında süslendiğin ayna,
Son bir bakış.
Elimde herşeyin şerefine vurduğumuz kadeh,
Son bir yudum.
Gurbetteki çocuğun annesini özlemesi gibi,
Son bir his.
Babana sırtını yaslamak gibi,
Son bir güven.

Sen sevgi selinde kayıkla gezen kadın,
Ben sevgi kırıntılarına razı adam;
Son bir sevgi,
Son bir dayanak.

Bir bardak viski,
Son bir buz.
Bu şiir ölüme yelken açmak,
Son bir rüzgar.
Silahın içinde mermi,
Son bir mermi.
Aklımda yer eden tek şey ölüm,
Son satır...

8 Mayıs 2016 Pazar

Anne

Sen Güvenpark'taki simit ayran, okul çıkışı beklediğim otobüs,
Sen sevinçten gözümden akan her bir damla yaşsın,
Özlemlerin adı göbek adı baba ise gerçek ismi annedir.
Bir kaç yüzyıl ayağının dibinde olmalıyım bir dakikalık ayrılığımızın özlemi ancak böyle gider.
Mutluluğun nefesisin evlat için.
Evladın en büyük beşeri aşkının tek sahibisin,
"Bir kadın ancak bu kadar sevebilir" cümlesinin öznesi annem,
Sen en değerli varlık, sen sevginin en güzel hali.
Bittim lafını etmek için aldığım nefeste yanımda oldun
Sen bir nefes gibi her daim içimde hayat verdin, hayat buldum.
Arkadaşlarım dışladı kucağında ağladım yalnızlığımdan şikayet ettim
Çocuktum yanıldım seni göremedim
Şimdi bakıyorum geçmişe şimdiye geleceğe bütün dünyaları değişir oldum tek bir sözüne,
Sen en değerli varlığım en değer verdiğim kadın mutluluktan bile gözünden akmamalı bir damla yaş.



26 Nisan 2016 Salı

Çöküş

Ufukta yok bir dirhem umut
Yakın hayalden gemileri tek yol en derin karanlık
Bakışlarım artık daha boş hayata
İyiye gitmediğimi çok iyi biliyorum
Artık kadehimi masaya vurmuyorum
Kimsenin yokluğunun koyduğu da yok
Neden berbatım artık bunuda bilmiyorum

6 Nisan 2016 Çarşamba

Bir Bardak Çay

     Şimdi en tenha sokaklarda geaziniyorum. Kalabalık içinde yalnız olmaktansa gecenin esaretinde bi başıma kendimi buluyorum. Düşünmek için güzel bir fırsat geceler ve insansızlık, etrafta kafamı farklı yöne çeken herhangi bir unsur olmuyor insanların boş muhabbeti yok örneğin. Bir bok varmış gibi düşünüyorum başıma gelenleri, sıkıntılarımı başkalarının adına utanıyorum sonra elimden birşey gelmeyeceğini hatırlıyorum odama çekiliyorum çay aldık geçenlerde odaya çay demliyorum. Çayımdan bir yudum alınca ulan diyorum insanlar yüzünden sürekli başka insanlar sıkıntı çekiyor şahsen ben en azından yedi yıldır çekiyorum hemde bunu bile bile ve hala o insanların başıma açtıkları sıkıntıları düşünmekten kendimi alamıyorum. Bir yudum daha alıyorum çayımdan bu arada iyi demlenmiş ve bol demli bir çaydan daha iyisi yoktur bi sigara daha yakıyorum yeter düşündüğün deyip kafamı dağıtmak istiyorum. Bir yudum daha. Tekrar kafam bu konulara gider oluyor sanırım tek sayılarla ilgili bi sıkıntım var birinci gün bi sıkıntıya kafamı taksam ikinci gün boşverme kararı alıyorum üçüncü gün yine boka batmış hissediyorum kendimi.
 
     Belki bu kadar kafamın dolu olma sebebi memleket hasreti de olabilir burası çok sıcak kafamı ne kadar yıkarsam yıkayayım sıcakla dertler karışınca kafam hep kaşınır oldu oysa Ankara'da öyle mi hapset derdini havanın grisine çık sokağa ye o soğuğu sıkıntılar bitiversin yada bu bana özel bir şey belkide belkide özlediğim için böyle diyor olabilirim bilmiyorum.
     Bir yudum daha...

     Bu düşünceler ile birlikte bir bardak çayıda içmiş oluyorum kitap okuyayım diyorum biraz bu aralar boşladım kendimi az kitap okur oluyorum ama ne fayda yine okuyamıyorum ders zaten hak getire gece uyku yok sabah derse gidemiyorum devamsızlık aldı başını gitti ama olsun gün gelecek bu düşünceler de geçecek herşey gibi zaten artık milletçe unutkan olduğumuza inanmaya başladım "Elalem verilen şehidin sayısını bile unutur olmuş ben bunu mu unutamayacağım? " diyorum kendi kendime gerçi ben elalem değilim 500'ü devirdik Allaha'a şükür (!) ama olsun ben en azından kendi sıkıntılarımı unutabilirim diyorum.

     Bakmayın aslında unutmayı seven bir adam değilim hayatta hiç bir şeyi unutmak için yaşamıyoruz bence ders almak tecrübe kazanmak lazım yaşanılanlardan yenilen kazıklardan ama ondokuz yaşıma kadar hep bu fikirle yaşayıp beş yaşında yediğim kazığı bile hatırlamak için ara sıra kendime anlatırken buluyorum kendimi sadece daha çok üzülüp daha büyük kazık yedim sanırım ölene kadar bu şekilde gidecek ölüm döşeğinde en büyük kazığımı yiyip Tombalaa! dedikten sonra öleceğim . Bu fikri değiştirmek için şu son bir kaç sıkıntıyı unutayım diyorum. Daha hiç görmedim ama "Alışmamış götte don durmaz." demiş atalarımız bakalım bu sefer yanılacakmı.